Müşteri teknoloji istedi…
Henüz yıllar 1990’ların ilk yarılarına işaret ediyordu ve Tofaş Kuş Serisi hiç de fena satmıyordu. Hatta rakibi Renault’tan daha gözde ve aranır olmuşlardı. Renault Oyak- Renault tarafından üretiliyor ve daha çok belli kesim tarafından aranıyordu. Renault’ta bekleme süresi de uzundu.
Renault’ta bekleme süresi uzundu ve Tofaş’lar içinde artık sıra oluşmaya başlamıştı. Hatta insanlar aracılara, spotçulara hatrı sayılır ek ödemelerle araç sahibi oluyordu.
Ülkemizde gazetelerin kuponlara ek ödeme alarak kuş serisi dağıttıklarını da unutmamak gerek.
Ancak değişmeyen tek şey değişimdi ve yavaş yavaş zamanı da geliyordu. Otomobil piyasasına değişiklikler iyi geliyordu.
Tasarım değişikliklerine, bir tutam teknoloji, bir tutam da güvenlik fena gelmezdi aslında.
Üstelik Tofaş -Fiat cephesi de yeni Flash S ve Renault 21’lere karşı bir şeyler yapmalıydı derken, o belidi..
Tofaş – Fiat Tempra.
İlk dikkat çeken yanı alışılmışın dışında yüksekliğe sahip bagaj kısmıydı.
Kimse farkında değildi ama bu model 0,29 sürtünme katsayısına da sahipti, bu da az yakıt anlamına geliyordu.
Kuş serisine göre daha rahat koltuklar ve arka kısım, tam dijital-elektronik göstergeler, önden çeker bir otomobil. Tüketici sevmişti.
Tempra SX, Tempra SX-A, Tempra SX-AK ve Tempra 2.0 i.e.. Modelin stationwagonları ise ithaldi.

Elektronik göstergeli Tempra’larda 200 km./sa. hıza yaklaşıldığında göstergede kuru kafa çıktığı rivayet edilirdi.
Bu modelin 2.0 litrelik versiyonu hariç hepsinin ortak motoru elektronik kontrollü 8 valfli, düz 4 silindirli, 1.6 litreli
Tempra 2.0 i.e SX ise 1995 cc.lik motora enjektöre ve 119 hp. güce sahipti. Üstten çift egzantrikliydi.